İçeriğe geç

Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı

Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı
Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı

Mühendisler, toplumsal hayattaki yerleri, sınıfsal konumları, üretim ve toplumsal gelişime katkıları, toplumun sosyal, siyasal hayatına etkileri konusunda yazılmış bir çok değerli kitaba rastlamak mümkün. Bu durum, mühendislerin toplumda önemli ve etkili bir yere sahip olmalarından kaynaklanıyor olmalı. “Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı” kitabı da bu değerli kitaplardan bir tanesidir.

Yazarın konusundaki derin bilgileri ve TMMOB bünyesinde gerçekleştirilen sosyolojik bir saha araştırması verilerine dayanılarak yazılmış ve Ocak 2021’de ikinci baskısı yapılmış kitap, yazarın kendi ifadesiyle; “Bu çalışma, Türkiye’de mühendislerin fabrikadaki, toplumsal hayattaki ve kentteki deneyimlerine ışık tutmayı amaçlıyor. Mühendislere kendi tarihlerini anımsatmayı, bugünü anlamlandırmayı ve geleceğe yönelik adımlarını atarken düşünme fırsatı yaratmayı hedefliyor.” 

Günümüzde, Türkiye’de mühendislerin içerisinde bulunduğu zorlu koşulları “Fırtınadaki Arı” metaforuyla tanımlayan yazar, kitabın giriş bölümünde, ülkenin mevcut durumunu; “Ülke derin bir iktisadi ve siyasal krizin içine sürükleniyor. Ekonomik göstergeler ve siyasal alanda yaşanan gelişmeler krizin daha da derinleşeceğine ve toplumsal/sınıfsal gerilimlerin artacağına işaret ediyor. Siyasal krizin kesifleştiği, iktisadi gelişmenin durduğu ve toplumsal ilişkilerin çözüldüğü bir yerdeyiz. Fırtınanın ortasındayız.”  şeklinde analiz etmektedir. Mühendisleri de, tıpkı fırtınada tutunmaya çalışan arı misali, bu zorlu hayat koşullarında ayakta durmaya ve üretmeye çalışan insanlar olarak betimlemektedir.

Yine, giriş bölümünde, kitabın amacını; “Okumakta olduğunuz çalışma, bu yapısal kriz ortamında mühendislerin toplumsal öyküsünü anlatma amacını sahiplendi” şeklinde ifade etmektedir.

Mühendisler ve mühendis emeğiyle ilgili yapılan değerlendirmeleri; “Mühendisler ve mühendis emeğiyle ilgili tartışmalarda parçalı, dağınık, birbiriyle bağlantı kayışları oldukça zayıf analizlere tanık oluyoruz. Birbiriyle bağlantı kayışlarının zayıflığı kuşkusuz sosyal bilimlerdeki disipliner ayrışmalardan kaynaklanıyor. İktisatçılar, mühendislerin emek piyasasındaki konumlarına, siyaset bilimciler, siyaset içindeki yerlerine, sosyologlar ise gündelik hayattaki deneyimlerine öncelik veriyor. Dolayısıyla, bir yandan mühendislerin vasıf ve itibar kaybı içinde oldukları vurgulanırken; diğer yandan işsizlik ve güvencesizlik deneyimlerinin altı çiziliyor. Bir tarafta itibarsızlaşma ve değersizleşme kaydedilirken; diğer tarafta mühendislerin orta sınıf deneyimleri ve meslek mitleri tartışılıyor. Tüm bu boyutlar çok değerlidir; ancak ayrı ayrı değil, bir bütünün bileşenleri olarak değerlendirildiğinde bir anlam ifade eder. “ şeklinde ifade ediyor.

Kitabı her disiplinden mühendisin okuması gerektiğine inanıyorum.

Beğendiyseniz paylaşın.

Tek Yorum

Bir yanıt yazın