Türkiye’de İnşaat Kalitesi ve Mühendislik

     Türkiye inşaat piyasasında (büyük ve kurumsal projeler ile gerçekten işini çok iyi yapan hatta dünya çapında isim yapmış inşaat firmaları ve büyük bir hassasiyet ve özveri ile işini yapan değerli mühendisler dışında), özellikle özel inşaatlarda işçilik, mühendislik ve denetim olarak genel bir kalitesizlik mevcut. Nitekim bunun somut örneklerini son yıllarda yaşanan depremlerde ve daha da düşündürücü ve vahim olanı kendi kendine yıkılan binalarda görüyoruz.

     Bu durumun, elbette ki toplumsal kültür seviyesinden tutun da fiilen işin içindeki insanların eğitimi, ahlaki yapıları, karakterleri vb. bir çok nedeni vardır. Ancak belirli ve en önemli birkaç tanesini sıralayacak olursak; en önemli nedeni; işi (proje veya uygulama) yapan mühendisin mesleğine gösterdiği saygı ve ciddiyet eksikliğidir. Ya da işsiz kalma ve maddi kaygılar nedeniyle mesleki gereklilikleri ikinci plana atmasıdır. İkincisi; işi yaptıran şahıs, firma veya kurumun işin mühendislik boyutunun ve teknik özelliğinin önemini, hassasiyetini ve muhtemel sonuçlarını yeteri kadar kavrayamaması, işi sadece ekonomik kriterleri ile değerlendirmesidir. Üçüncüsü; fiilen imalatı gerçekleştiren insanların, yani kalfa, usta, operatör, isçi v.s. ‘nin yaptığı işin önemini bilmemesi, önemsememesi ve çoğunlukla nitelikli olmamasıdır. Dördüncüsü; yapı imalatında, projeden iş bitimine kadar geçen süreçte, işin içine çok fazla etkenin (çok fazla ve farklı insanlar, makina, hava şartları, çok farklı malzemeler, zemin durumu, etkisi hiç bir zaman tam olarak belirlenip modellenemeyen deprem ve daha fazlası…) girmiş olmasından denetimin çok zor olmasıdır.

     Bütün bu olumsuzlukları bir araya getirdiğinizde bir yapının çok iyi ve mühendislik kurallarına uygun olarak yapılmasını sağlamak çok zor görünüyor. Bunun için, yukarıda bahsettiğimiz toplumsal kültür seviyesi, işin içindeki insanların eğitimi, ahlaki yapıları, karakterleri vb. çok şeyin düzelmesi gerekiyor. Ama biz, işin birinci derece sorumluluğunu taşıyan mühendisler, sadece işi doğru yapmakla görevli değiliz. Ayni zamanda yukarıda bahsettiğim bir çok şeyin düzelmesini sağlamakla da yükümlüyüz. Bu ağır bir sorumluluktur ama ne yazık ki mühendis olmayı seçmekle bu sorumluluğu baştan kabul etmiş oluyoruz. Tabii şu anki ortamda bunun ne kadarını yapabildiğimiz tartışılır. Ancak önemli olan bunu içten istememiz ve yapmak için çaba harcamamızdır.

     Yaklaşık 20 yıldır mühendislik yapan biri olarak, hala yaptığım her yeni işin bir öncekinden daha iyi olması için elimden geleni yapıyorum. Bu arada; bulduğum her fırsatta gerek yapı sahipleri olsun gerekse usta ve isçiler olsun herkese üşenmeden işin önemini, hassasiyetini ve hatta tekniğini anlatmaya çalışıyorum. Ne kadar işe yarıyor bilmiyorum ama yapmak zorunda olduğumu düşünüyorum.