İnsan, doğumundan itibaren, hayat boyu devam eden bir öğrenme sürecine girer. Bu öğrenme süreci içerisinde, hayatın doğal akışı içerisinde gerçekleşen öğrenme insanın yaşama ayak uydurması ve hayatını idame ettirmesi için gerekli bilgi ve becerileri sağlar. Bununla beraber insanlar kendilerini geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek, karşılaştığı sorunlarla başa çıkmak, yaşadığı dünyada hatta uzayda olup bitenleri anlamak, yeni beceriler kazanmak, daha iyi yaşamak, itibar kazanmak, diğer insanlara yardımcı olmak, gelir elde etmek vb. nedenlerle ayrı bir öğrenme çabası içerisinde olurlar. Modern çağda, toplumlar bu süreci, daha küçük yaşlardan itibaren planlı ve bir seviyeye kadar zorunlu bir eğitim haline getirmişler. İnsanlığın bu ortak çabası sonucu elde edilen bilgi nesilden nesile aktarılarak günümüzde muazzam bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Bu bilgi birikimi sayesinde insanlık olağanüstü yetenekler kazanmış ve yaşadığı dünyanın dışına, uzaya çıkmış, orada farklı gezegenlerde insanlık için uygun yaşam koşulları aramaya başlamıştır.
Son yüzyılda insanlığın ulaştığı teknolojik kabiliyet sayesinde artık bu muazzam bilgiye ulaşmak çok kolaylaşmıştır. Artık her an, her yerden, herhangi bir konu hakkında, inanılmaz bir hızda dünyanın herhangi bir yerindeki bilgi kaynağına ulaşmak mümkündür. Bu sayede bilgi hızlı bir şekilde dünyanın dört bir yanına yayılmakta ve insanlık baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam etmektedir.
Günümüzdeki bu hızlı gelişim, beraberinde zorluklar da getirmektedir. Bilginin paylaşım ve erişim kolaylığı “Bilgi Kirliliği” diye bir kavram ortaya çıkarmıştır. Bazen doğru bilgiye erişmek ciddi zaman ve emek gerektirmektedir. Bazen de sahip olduğumuz bir çok bilgi hızla eskimekte ve geçerliliğini yitirmektedir. Bundan dolayı, her insan mesleki ve kişisel gelişimini sürdürmek için sürekli bir öğrenme çabası içerisinde olmalıdır. Özellikle aldığı mesleki eğitim neticesinde sahip olduğu bilgiyle, sorumluluk gerektiren meslek icra edenler, en başta da mühendisler, hem mesleki hem de kişisel olarak kendilerini sürekli geliştirmelidirler. Bunun için mesleki literatürü takip etmeli, mesleki organizasyonların eğitimlerine katılmalı, her türlü mesleki konferans, seminer vb. etkinliklere katılmalı, yeni gelişmeleri ve yenilikleri yakından takip etmeli, mesleğiyle ilgili teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmalıdır. Yoksa çok da uzun olmayan bir sürede, sahip olduğu mevcut bilgiyle, kalıplaşmış rutin işleyişin dışına çıkamayacağı gibi yanlış ve hatalı işler yapmaya başlayacak, nihayetinde de mesleğini icra edemez hale gelecektir.
Tarih boyunca bir çok önemli şahsiyetten, insanın hayat boyu öğrenme çabası içerisinde olması gerektiğiyle ilgili bir çok önemli söze rastlamak mümkün. İçlerinden sadece Mevlana’nın şu sözünün, konunun önemini anlatmak için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyorum: “Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim bir günde, benim için güneşin doğmasında bir hayır yoktur.”