Sahip olmak düşüncesine yönlendirilmiş öğrenciler, bir dersi dinlerken bir yandan anlatılan şeyler arasındaki mantıklı bağları yakalayarak kavramaya çalışırken, öte yandan da bütün anlatılanları defterine not ederek, gelecek sınavda başarılı olmayı amaçlar. Ama bu arada, anlatılan şeylerin içeriği üzerinde pek düşünmez, ona karşı bir tavır almazlar. Böylelikle öğrendikleri şeyler, onların düşünce dünyasının bir parçası haline gelmediği için, kişisel gelişimlerine hiçbir katkıda bulunmazlar. Bu öğrencilerin yaptıkları, duydukları ve hafızalarında sakladıkları teorileri, yeri geldiğinde eksiksiz ve katkısız olarak yinelemekten ibarettir. Konunun içeriği ile öğrenci, birbirlerine yabancıdırlar. Öğrenci, başkaları tarafından varılan (ya onların kendi vardıkları ya da başkalarından alıntı yaptıkları) bazı sonuçların…
Yorum BırakEtiket: Erich Fromm
… başarının şartı olarak becerinin mi yoksa kişiliğin mi daha ağır bastığını soracak olursak, başarının ancak istisnai durumlarda becerinin ve namusluluk, dürüstlük, ahlaki sağlamlık gibi başka insani niteliklerin sonucu olduğunu görürüz. Başarının ön şartı olarak bir yanda beceri ve başka insani niteliklerin, öte yandan “kişiliğin” oynadığı rolün oranı değişmekle birlikte, “kişilik etkeni” her zaman ağır basmaktadır. Başarı, geniş ölçüde, bir insanın kendini nasıl sattığına, nasıl gösterdiğine, nasıl bir “ambalaj”la sunduğuna bağlıdır; “neşeli”, “sağlam”, “güvenilir”, “haris*” olup olmamasına bağlıdır; dahası, nasıl bir aileden geldiğine, hangi kulüplere üye olduğuna, uygun kişileri tanıyıp tanımamasına bağlıdır. Erich Fromm, Erdem ve Mutluluk, Türkiye İş Bankası…
1 Yorum